Rock Müziğinde Yeni Bir Zerre
Türk rock tarihinin en `baba` isimlerinden birisi olarak anılan Replikas bu klişe sözleri bir kenara bıraksak da yine de değerinden ve kalıcılığından hiçbir şey yitirmeyen, hatta bitmek tükenmek bilmeyen üretkenliği ile seyircisini sürekli doyuran tek grup, en azından benim nazarımda. Gökçe Akçelik, Barkın Engin, Orçun Baştürk, Selçuk Artut ve Burak Tamer`den oluşan Replikas, şimdi bu üretkenliğin kendi müzikal tarihlerinde doruğa ulaştığı ve dinleyicisinin yine masadan tok kalktığı bir albümle bizi selamlıyor: Zerre
1993`te kurulan ve müziklerini avant-rock olarak tanımlayan Replikas, 15. yıllarında beşinci albümleri Zerre`yi Peyote Müzik`ten çıkardı. Albümün tüm müzik prodüksiyon ve miks süreçleri Replikas tarafından gerçekleştirilirken, mastering`i New York`taki West West Side mastering stüdyolarından yapıldı. Albümde Replikas hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak birbirinden güzel 12 parça bulunuyor. Bu albümü diğerlerinden farklı kılan sadece grubun `olgunluk dönemi` çalışması olarak kabul edilmesi değil. Zerre`nin kayıtları Gökçeada`da eskiden yarı açık cezaevi olan ve stüdyoya dönüştürülen bir binada gerçekleştirildi. Bu sayede farklı deneyimleri sonucu elde ettikleri zengin müziği paylaşan Replikas yine dinleyicisini şaşırtmayı başardı.
Müzikleri kadar şarkı sözleri ile de birçok gruptan ayrılan Replikas`ın yeni albümünde üyelerin felsefi ve edebî yaklaşımlarına rastlamak mümkün. Zerre aynı zamanda kullanılan dil ve kavramlarla da Replikas`ın diğer albümlerinden farklı bir yerde duruyor. Albüme adını veren ikinci parça Zerre`nin birkaç dizesi ise şöyle: `Güneş doğar, ay bir yere gitmez, Bilen bilir, ışığa bakan görmez, Zerredir belki, ama yok denilmez, Can ile baş, kanla bir olmuş.` Albümde dikkat çeken şarkılardan biri de Dulcinea, Miguel de Cervantes`in meşhur romanı Don Quijote geliyor hemen akıllara; `Bir masal ki tam dillenmez, hiç kötü bitmez.` Gerçek adı Aldonza Lorenzo olan Dulcinea, Don Quijote`nin âşık olduğu kadındır ama onu ne görmüştür ne de konuşmuştur: `Bir yoldur ki ölüm bilmez, Elleri bilmez, Bir ihtimal asla olmaz, Hiç unutulmaz.` Ve Replikas sözlerde yine dillere dolanacak kelimeleri birbiri ardına sıralamıştır: `Yokluğuna varlık dayanmaz.` (Tırnak içindeki sözler, Replikas`ın Dulcinea şarkısına aittir.)
1993`te kurulan Replikas, sayısız müzik festivalinde Türk seyircisi ile buluşmanın dışında Hollanda, Macaristan, Almanya, İtalya ve Bulgaristan`da konserler verdi. Village Voice ve Wire gibi hatırı sayılır müzik dergilerinde olumlu eleştiriler alan Replikas, uluslararası alanda da kendisine kemikleşmiş bir kitle oluşturmuş durumda. 15 yıllık tarihlerinde sırasıyla 2000`de Ada Müzik`ten Köledoyuran, 2002`de yine Ada Müzik`ten Dadaruhi, 2005`te Doublemoon`dan Avaz ve 2006`da Pozitif`ten FM albümlerini çıkardılar. Albüm çalışmaları ve konserlerin yanı sıra Türkiye`nin önde gelen yönetmenlerinden Serdar Akar`ın Maruf ve Kutluğ Ataman`ın İki Genç Kız filmlerine müzik yaptılar. Hatta İki Genç Kız`a yaptıkları müziklerle 2006`da SİYAD En İyi Film Müziği`ni aldılar. Replikas müzikte yarattıkları farklı yaklaşımlar ve sahne performanslarıyla da Fatih Akın`ın İstanbul Hatırası adlı belgeselinde de yer aldı.
(Taraf Gazetesi)
Labels:
Taraf Gazetesi